Bal Arıları ve Sıcaklıkla Bağlantıları

BAL ARILARI VE SICAKLIKLA BAĞLANTISI

1.Bal Arıları(soğuk kanlı) canlılardır. Vücut ısıları,mevsimlere göre değişkenlik gösterir.En ideal sıcaklık 25-26ºC‘dir. Sıcaklık seviyeleri -40 ºC ile +40ºC altında ve üstünde olduğunda ise ölümler görülmeye başlar. 
2.Yapılan araştırmalarda salkımın -80 ºC soğuk şartlarında bile ısı üretip yaşamını belirli bir süre sürdürdüğü görülmüştür. 

3.Kovan içi sıcaklığı 14 ºC’nin altına düştüğünde arıların kas aktivitesi azalır ve petekler üzerinde küresel bir salkım halinde birbirlerine tutunarak yeni bir fizyolojik hayat evresine geçerler. 

4.Ortam sıcaklığı 10ºC’nin altına düştüğünde arılar hayatta kalabilmek için göğüs bölgesinin sıcaklığını ısı üreterek artırmak zorundadır.

5. Arılarca ısı üretimi balın içerdiği şekerlerdeki karbon ve hidrojenin oksidasyonu yoluyla yapılmaktadır.

6.Vücut ısısı 10ºC’nin altına
indiğinde arılar uçamaz ve 7 ºC’nin altına indiğinde ise mutlak felç olurlar. Arılar herhangi bir kas hareketi olmadan durdukları yerde de ısı üretebilir. Bu ısı beslenme sonucu ortaya çıkan metabolik enerjidir. 

7.Kış salkımı, arıların toplu halde ısınmak ve kış mevsimini geçirmek için geliştirdikleri sosyal bir dayanışma örneğidir. Salkımın merkezinde ana arı ve genç işçi arılar bulunur. 

8.Salkımın merkezindeki sıcaklık 13-30ºC‘ler arasında değişmekle beraber, genellikle 14-16ºC civarında bulunmaktadır. 

9.Salkımın dış yüzündeki sıcaklık ise 7 ºC civarında sabit tutulmak zorundadır. Gıdanın ekonomik kullanımı için bu şarttır. Aksi halde salkımın dış yüzündeki arılar salkımdan kopup ölürler. 

10.Bir çalışmada, ortam sıcaklığının -4 ºC olması durumunda, kovan içi sıcaklığı salkımın merkezinde 30 ºC; çevresinde 12 ºC ve salkımın dışında ise sıcaklığın 1ºC’ye kadar düştüğü ölçülmüştür. 

11.Kış döneminde kovan içerisindeki ısının dağılımı.Kış salkımı, peteklerde besinin alt tarafında, peteklerarasında ve petek gözleri üzerinde oluşur. Arılar, sırlanmış bal petekleri üzerinde sıkı bir şekilde tutunamazlar. Kış salkımının yapıldığı yer ile besin arasında uzak bir mesafe varsa, salkımdaki arılar bu besinden faydalanamazlar. Bu nedenle peteklerdeki ballar dağınık ve gelişigüzel bir konumda olmamalıdır. Salkımın dış tarafındaki arılar, iç taraftaki arılarla ısınmak ve beslenmek için yer değiştirirler. Bu dönüşüm çok yavaş meydana gelir. Şiddetli soğuklarda salkım yüzeyindeki arılar baş ve göğüslerini salkım içine gömerler ve yalnızca karınları dış yüzeyde yer alır. Arı toplulukları, genel olarak kış boyunca kovanın üst kısmına doğru hareket ederler, bu da arıların ilkbahara kadar neden kovan gövdesinin üst kısımlarında bulunduklarını açıklar. 

12.Bir arının bal midesinde maksimum 40-50 mg bal bulunabilir. Arı, günde 2 mg bal kullanarak, kendisine 20-25 günlük gıda sağlayabilir .

13.Kolonilerin kışlatma sırasında en hafif bir şekilde rahatsız edilmeleri bile bal tüketimini ve CO2 üretimini artırır; salkımın düzeni alt üst olur ve arı kaybı artar. 

14.Kışlatma Yeri Kışlatma yeri olarak rüzgar almayan, güneye bakan, taban suyu yüksek olmayan araziler kullanılmalıdır. 

15.Arılı kovanlar yüksek gerilim hatları ve cep telefonu baz istasyonlarının yakınına yerleştirilmemelidir. 

16.Arılıklar, arı kışlatma bölgelerinde flora kapasitesine bakılmadan en az 150 metre aralıkla yerleştirilir. Ayrıca kış salkımının bozulmaması için kışlatma yeri ses ve gürültüden uzak olmalıdır. 

17.Mümkün olduğunca kış dönemi içinde arıların salkımı bozmaması ve uçuş yapmaması için soğuk yerler tercih edilmelidir.

18. Salkımın bozulması besin tüketimini arttırmakta, gün içi geçici güneşlerde uçuş yapması ise uçuş yaptığı alanın gölgelenmesi durumunda kovana geri dönememektedir.

 19.arılar aktif duruma geçtiğinden kış arısı olarak yavru yetiştiremeden fizyolojik ömrü hızla tükenmektedir. 

20.Eğer kovanlarda iyi havalandırma yoksa nem yüklü hava, salkımın üzerindeki örtüde yoğunlaşır veya daha düşük sıcaklıklarda kırağı oluşturur. Buhar yoğunlaşmasının, sırlanmamış bal bulunan kovanlarda olumsuz etkisi daha yüksektir. 

21.Açık rutubetli yüzey, havanın nemle doymasına dolayısıyla balın ekşiyip sulanmasına, sonuçta arıların dizanteriye yakalanmalarına neden olur. Kovanda kışın oluşan aşırı nem, stoklanmış polenin küf
lenmesine neden olmaktadır.

22.Kış döneminde Arısı 25.000 olan bir kolonide arı başına günde ortalama 2 mg bal tüketilir. Bu değer 15.000 arısı olan bir kolonide 3 mg’a ve 8.000 arısı olan bir kolonide ise 4 mg’a yükselir.

23. Yoğun kış dönemi geçip (erken ilkbaharda) arılar salkımı gevşeterek yavru sahası açmaya başladıktan sonra ihtiyaca göre besin takviyesi yapılmalıdır. Koloni içi sıcaklığı sabit tutmak içinde gerekli daraltmalar yapılmalı, bu dönemde iklim şartlarına ağlı ani ısı kayıpları olabileceği düşünülerek havalandırmayı engellemeyecek şekilde arılar sarılmalıdır.

24.devamı sizlerden...

SAGLICAKLA KALIN .

Bu blogdaki popüler yayınlar

Oksalit asit nasıl hazırlanır ve kullanılır.

İnvert Şurup Yapımı

Kovana Kat Atma